Hadi Aydın Torul Manastır (Demirkapı Köyü) doğumludur. Babası Recep Bey, annesi Besire Hanım. Genç bir delikanlı olarak ailenin çalışkan, sevilen bir şahsı olarak hayatını devam ettirirken hastalanarak ruh bozukluğu davranışları gösterdi. Kışın evi terk ederek buz tutmuş derelerin göllerine atlama davranışları sergiledi. Huzursuzluk yaratınca babası tarafından Elazığ Akıl Hastanesi’ne götürüldü. Hastaneye iki jandarma ile birlikte giderken; “Benim Başbakan Menderesten ne farkım var? Onu da iki jandarma veya polis bekliyor, beni de iki jandarma bekliyor” diyerek etrafındakileri güldürüyordu.

Hastaneye yatarken kendisini muayene eden doktora, “Doktor Bey benim aklım yerindedir, ben suç işledim. Babam hatırlı adamdır. Ben cezaya mahkûm olmayayım diye beni hastaneye getirdi” deyip hastaneden kurtulmaya çalıştı. Doktor; “Hadi; mademki suç işledin herhangi bir yerinde yaran var mı? Deyince Hadi yakasını açar çıplak teni üzerine bağlı kravatı görünce “tamam” diyerek hastaneye yatırır. Hastanede bir müddet kaldıktan sonra “şifa buldu, toplum hayatına intibak eder” raporuyla taburcu oldu. Hayatı neşeli, nüktedan, sevilen bir ortamda yaşamını sürdürdü. Askerliğini Çıldır’da yaptı ve onbaşı olarak terhis oldu.

Torul Herek Ormanlarında türkü söylerken Gümüşhane Belediye Başkanı Sabahattin Aytaç’ın onu görmesiyle; “Hadi seni Gümüşhane’ye götüreyim” demiş ve Had Gümüşhane’de yevmiyeli gibi çalışmış, türküyle, muhabbetle günlerini geçirmiş. Gümüşhaneliler onu çok sevmiş ve masalarına şeref misafiri olarak davet etmiştir. Para verilince alır, istenince verirdi. Hayatında paranın yeri yoktu. Çevresinden bazı isteklerde bulunarak hayvanları yemleyeceğini söyleyerek gittiği samanlıkta kendini asarak intihar etti. Hadi; evli ve dört çocuk babasıydı.