Hikmet Temel AKARSU
Gümüşhane’de doğdu. Ebeveynleri Ali Rıfkı Bey ile Nadide Hanım’dır. Aile, yazar dokuz yaşındayken İstanbul’a yerleşti. Sırasıyla Selimiye İlkokulu (1971), Haydarpaşa Lisesi (1977) ve İTÜ Mimarlık Fakültesi’nde okudu. Üniversiteyi 1984 yılında tamamladı. 1982-85 yıllarında lisanslı eskrim sporculuğu yaptı. Kısa süreli mimarlık tecrübesinden sonra ticaret ve yayıncılıkla uğraştı. Radyolarda programlar hazırladı, çeşitli periyodiklerde yazıları yayımlandı. Refah Partisi milletvekili Şevki Yılmaz ile girdiği polemik sonucunda, hakaret suçuyla yargılandığı davadan beraat etti. Bir çocuk babası olan ve hayatını İstanbul’da devam ettiren yazar, PEN, Türkiye Yazarlar Sendikası ve Mimarlar Odası üyesidir (TBEA: 42).
Varlık, Papirüs, Notos, Radikal Kitap, Gösteri, Cumhuriyet Kitap, Yasak Meyve, Radikal ve Posta, Roman Kahramanları, İmge Öykü, Pathos gibi gazete ve dergilerde imzası görülen yazar, roman, hikâye, masal, deneme ve anı türlerinde eserler kaleme alır. Çocuk edebiyatı içerisinde de mühim yeri olan yazar, daha çok seri nitelikteki romanları ile tanınır. Akarsu, çoklukla ötekinin romancısıdır. Verili ve olumsuz bir dünya düzeni karşısında, toplumca aykırı fakat kendi düşünselliğinde ve gerçeğinde olumlu tiplerle mücadelede olan bu kişiler, çoğunlukla varoluşsal krizler yaşar. Bu noktada yeraltı edebiyatının sınırlarından ayrılarak, kara edebiyat içerisine dâhil olan yazar, kahramanlarına sıklıkla felsefî bunalımlar ve bunalım sonucu gelen izolasyon duygusu yaşatır. Yabancılaşan kahraman, kendisi adına olumsuz sonları deneyebileceği gibi toplumsal çatışma ve hatta kişisel adalet ve ahlaka uygun seçimlerle cinayetler de işleyebilir. Varoluşsal krizlerin görüldüğü bu edebî çizgide yazarın Rockn Roman olarak adlandırdığı İstanbul Dörtlüsü’nü oluşturan Kaybedenlerin Öyküsü, İngiliz, Küçük Şeytan, Media isimli eserleri önemlidir. Birey ve toplum arasındaki açmazı, bireyin kendi yerini bulma çabasını dahi yitirişini işleyen bu seride yazar, Halit Ziya Uşaklıgil’den Oğuz Atay’a uzanan tutunamayanlar mitinin mirasını edebî genetiğe yaslanan bir yazgıyla devam ettirir. Mimarî öğelere varana dek sinen yabancılaşma ve kimlik bunalımı, roman serisi içerisinde bir Doğu Batı çatışmasına dek uzanır. Dijitalleşme, tektipleşme ve reklam çağı, kahramanlara yerlerini yadırgatan meseleler olarak dikkati çeker. Mitolojik bir kahraman olan Medea’nın adının bozularak Media biçiminde kullanılmasından da anlaşıldığı ölçüde bu seri, toplumun maruz kaldığı etkilenme alanlarının da yönünü belirler. Seride sosyo-ekonomik durumların, sosyal psikolojiyi nasıl etkilediği, mekan üzerinden sunulur. Kaybedenler, Olimpos’a gönderilerek, toplumdan bağımsız ancak kendi derttaşlarıyla birlikte varlık kazandırılan bir grup oluşturur bu eserde. Seriden bağımsız olmakla birlikte aynı konuyu işleyen Nihilist, kara edebiyatın bir ürünü olarak dikkat çekicidir. Tekinsizliğin sınırında dolaşan kahraman, fantastik bir macera içerisinde görünürse de eserde bireyin, toplum içerisinde düşüşünün farkında olması, verilmek istenen varoluşsal çatlağı da derinleştirir. Bu noktada yeraltı edebiyatının, dünyayı önemsemeyen ve kendi paralel evreninde sorgusuz yaşayan kahramanından farklı olarak bilinçlenmiş, çoğunlukla da aydın özelliği gösteren kahramanları, kara edebiyatın sınırını çizer. Yazar eserinde kitabî dinlerin tamamına ait anıştırma ve karşılaştırmalarda bulunur. Varlık probleminin tarihini, bu yolla okura iletmeyi dener. Romanın kahramanı olan ve reddedilmiş Ruhlar Manastırı’na yerleşen Mesih, kaybedenlere dair teorileri, soruları ve açmazlarıyla okurda tekinsizlik duygusu yaratır. Tarih ve din gibi toplumsal iki temel dinamik, toplumsal çürüme ve ikiyüzlülüğün elinde anlamını kaybetmiş olarak sunulur. Buna karşın yazar, gerçek ve doğruluğun ancak felsefe ile bulunabileceğine inanır. Eser, fantastik özellikleri dışında, gerçeği aramaya çıkan kahramanın şahsında bir yol ve yolculuk arketipinin de örneğini sunar.
Akarsu romancılığının bir diğer basamağını avangart edebiyat çizgisi oluşturur. Zaman zaman cyberpunka kimi zaman da ütopik âleme kapı açan bu tür eserlerinde, yazarın hedefinde yine insanın öz kimliğine ve kendi dünyasına yabancılaşması vardır. İsimlendirmeden mekân seçimine kadar geniş bir çerçevede mitolojinin kaynaklığına yaslanan yazarın eserleri, açık yapıt niteliği gösterir ve bu nedenle alt okumalara da ihtiyaç duyar. Ölümsüz Antikite serisinin birinci kitabı olan ve trajedi türünde kurgulanan Aseksüel Koloni ya da Antiope, Amazonların hayatlarından esinlenen anlatımıyla dikkati çeker. Mitolojik kahramanların, modern dünyadaki devamları veya eşbenlikleri üzerine kurgulanan eser, insan gerçeğinin binyıllardır devam eden sürecini de ön plana çıkarmış olur. Antik dönemle modern çağı harmanlayan ve zaman zaman iki dünya arasındaki sınırları da kaldıran bu anlatının ikinci kitabı Siber Tragedya ya da İphigeneia adını taşır. Eser, insan ve robotların karmalaştığı, yapay zekâların ve geleceğe dair teknolojilerin fütürist kurgularla harmanlandığı; ayrıca avangart bir tür olarak, merkezin dışında konumlanan bir otorite karşıtlığı ekseninde oluşturulan cyberpunk türünün ilk örneklerindendir. Eser distopya edebiyatı için de değerli bir veri teşkil edebilir (Bulutsuz 2009). Silikon Vadisi ile Olimpos Dağı arasında bağ kurulan eserde teknolojinin sınıflar, konformizm ve kapital ile olan ilişkisi eleştirilir. Mekân, mitolojik art zemin ile bugünü harmanlamaya imkân sağlayan Ege adalarıdır. Serinin üçüncü kitabı olan Casus Belli ya da Helena, aynı düzlemde kurgulanır. Mekân, İda Dağı’dır ve eser, isimlendirilmesinden itibaren, mitolojik bir kaynağa bağlıdır. Helena ismi, Truva Savaşı’nı anıştırır ve yazar, iki büyük teknolojik şirket arasındaki mücadelenin kaynağını, yine mitolojik bir savaşla ilişkilendirmiş olur. Anlatı, hedonist hazlar karşısında eriyen değerleri açığa çıkarmaya yönelik yaklaşımı bakımından önemlidir. Seri, metinlerarasılık bakımından da Yunan mitolojisinden Abdülhak Hamid Tarhan eserlerine uzanan geniş bir birikimi gözler önüne serer.
Kayıp Kuşak serisi, bireyin bireyle yaşadığı çatışmayı, kadın-erkek çatışması ekseninde işleyen bir seridir. Alelade, Çaresiz Zamanlar, Yenik Ordunun Subayları ve Sevgili Superi isimli dört eserden oluşan bu seride, yazar Türkiye’nin 1968-1980 arası dönemini ve sokak kavgalarını da edebiyatın tanıklığında dile getirir. Bir yandan yakın dönem siyasî tarihine dair yorumlar sunan ve toplumsal cinnet hâlini dile getiren bu eserler, diğer taraftan birey ve çatışmalarının yönü ekseninde ekoeleştirel ve cinsiyetçi çalışmalar için malzeme sunar.
Tarihî roman, yazarın eser verdiği bir başka alandır. Klasik tarihî roman kalıplarından farklı olarak bu eserlerde, kendisini milleti için feda eden tiplemeler bulunur. Alternatif tarih okuması sunmaktan öte, eserin gayesinde geçmişin öğretilmesi vardır. Özgürlerin Kaderi önce roman olarak yayımlanır ve daha sonra oyunlaştırılır. Malazgirt Zaferi, tarihsel bir okumanın ötesinde, bireysel onur ve gururuna sahip bireylerin oluşturduğu bir toplumun, ahlakî düzenleriyle hareket etmeleri üzerine kurulu bir romandır. Milli bir mitten değil, o miti oluşturan milletten söz etmesi bakımından diğer Malazgirt eserlerinden farklı bir anlatıdır. Yazarının bahadırlık romanı olarak tanımlamayı tercih ettiği eser, tarih kurguları için alternatif bir okuma imkânı da sağlar. Türk Ortaçağı dizisinin birinci kitabı olan bu eserden sonra yine bir bahadırlık romanı olan, serinin ikinci kitabı, Konstantinopolis Kapılarında gelir ve eser, popüler roman dünyasından okurun alışık olduğu akıncı kültürü üzerine kurulu bir romandır. Süleyman Şah ve akıncılarının, Bizans’a karşı gerçekleştirdikleri akınları, Anadolu’yu Türkleştirmek amacını taşıyan Türklerin karakterini ön plana alması bakımından önemli olduğu gibi Lukacs’ın, tarih ve roman kuramından etkilendiği de açıktır.
Yazar, hikâyelerinde, roman konularını devam ettirmiştir denilebilir. Lodoslaraltında Bostancı… ve… Bağdat Caddesi, yazarın kültür ve mekân bağı üzerine kurduğu hikâyelerini topladığı eserdir. Merkezin taşralaşması, prestij mekânlarındaki dönüşüm ve kültürel deformasyon, bu eserlerin konularını oluşturur. Babalar ve Kızları isimli hikâye kitabı ise fantastik öyküler barındırır.
Yetişkin yazını ile çocuk yazını ekseninde kaleme aldığı eserleri arasında, doğal olarak, ciddi bir içerik farkı bulunan Akarsu (Fidan 2019), çocuk edebiyatı alanında da özellikle ekoeleştirel metinleri ile dikkati çeker. Yazar, çocuk edebiyatı ekseninde kaleme aldığı eserlerinde, metin sonlarına birer değerlendirme formu ekler. Pedagojik açıdan ve öğrenim dönütü sağlaması noktasından olumlu bir uygulama olan bu özellik, yazarın, çocuk edebiyatında değerler eğitimine verdiği önemi göstermesi bakımından da önemlidir (Fidan 2017). Çocuk edebiyatına yaslanan eserlerinde güdülenmeyi sezdirme yoluyla yapan yazar, evrensel ahlak ilkelerine göre hareket eder (Fidan 2017). Çevreci Peri ve Çevreci Dede serisi içerisinde yer alan anlatılar ile doğa okuması yapan yazar, ekoloji, çevre deformasyonu ve küresel iklim değişiklikleri hakkında çocukları bilinçlendirir. Çocukları, BM projelerine dâhil ettiği ve bu şekilde maceralar yaşattığı romanları, yazarın geleceğin bilim çocuğunu hazırlamaya yönelik öz projesinin de bir yansıması olarak görülmelidir. İnsan hakları konusu, yazarın çocuk eserleri içerisinde yer verdiği bir diğer konudur. Fantastik unsurların sıklıkla kullanıldığı eserlerde, çocuğu dünya vatandaşlığı ve evrensel ahlak ilkeleri içerisinde, millî vicdanı yitirmeden yetiştirmek gereği vurgulanırken; bugünün çocuklarını, yarının çevreci, duyarlık sahibi, pozitif bilimlere değer veren bireyleri olarak var etmek arzusunun belirginliği de dikkate çarpar.
Sonuç olarak Hikmet Temel Akarsu, kara edebiyatın ve varoluşsal edebiyatın alanına dâhil edilebilecek olan metinlerinde, ülkenin yakın siyasî tarihine yönelen bir dikkatle bakmış, sosyal psikolojiyi yansıtan eserler vermiştir. Bu eserlerde gündeme dair yorum yapmak, sorun göstermek veya çözüm önerisi sunmaktan öte gelinecek noktaya işaret etmesi, eserleri aynı zamanda fütürist kurgulara da yaklaştırır. Mesleğinin mimarlık olmasının etkisiyle, eserlerinde insanın belleği ve bedeni ile mekân üzerindeki etki ve çatışmasını, nihilist felsefeye yaklaşan sınırlar içerisinde kurgulamayı başaran yazar, özellikle doğa ve imar konularındaki anlatımları ile ekoeleştirel metinler de üretir. Mutantlaşmış olarak değerlendirdiği hayatlar üzerinden, irrasyonel metinler kurgularken, aykırılığı da yüceltir. Hikâyelerini “şiirden neşet eden absürt ve irrasyonel bir varoluşun karakteristi”ği olarak tanımlaması, (Akarsu 2013: 33) onun aylaklık övgüsünü ve yeraltına bağlılığını açıklar. Akarsu, ütopya ve distopyalar, cyberpunk yazın ve ekoeleştirel kurguları ile avangart edebiyat içerisinde dikkat çekici bir yazardır.
Kaynak: http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/akarsu-hikmet-temel
Kaynakça
Akarsu, Hikmet Temel (2013). Şairlerin Barbar Sofraları. İstanbul: Doğan Kitap.
Bulutsuz, S. (2009). Ütopya yorgunları. Sosyoloji Dergisi, 3 (2), 167-203.
Fidan, M. (2017).Hikmet Temel Akarsu’nun Eserlerindeki Fantastik Ögeler ve Eğitim Odaklı Değerler. Yayımlanmamış Doktora Tezi. Atatürk Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü. Erzurum.
Fidan, M. (2019). “Fantastik Metinlerin Değerler Eğitiminde Kullanılabilirliği Üzerine Değerlendirme- Hikmet Temel Akarsu Örneği”. Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 9(1).
Tanzimat’tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi (2001). “Hikmet Temel Akarsu”. (1). İstanbul: YKY.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. DİLEK ÇETİNDAŞ
Yayın Tarihi: 30.12.2019
Güncelleme Tarihi: 19.12.2020
Eser Adı | Yayın evi | Basım yılı | Eser türü |
---|---|---|---|
Alelade | Bebekus’un Kitapları / İstanbul | 1989 | Roman |
Çaresiz Zamanlar | Varlık / İstanbul | 1991 | Roman |
Yenik Ordunun Subayları | Bebekus’un Kitapları / İstanbul | 1991 | Roman |
Sevgili Superi | Bebekus’un Kitapları / İstanbul | 1991 | Roman |
Kaybedenlerin Öyküsü | Can / İstanbul | 1998 | Roman |
İngiliz | İnkılap / İstanbul | 1999 | Roman |
Küçük Şeytan | İnkılap / İstanbul | 1999 | Roman |
Media | İnkılap / İstanbul | 2000 | Roman |
Alelâdelik Çağı | Anka / İstanbul | 2000 | Roman |
Yeniklerin Aşkı | İnkılap / İstanbul | 2001 | Roman |
Asesksüel Koloni ya da Antiope | Telos / İstanbul | 2002 | Roman |
Siber Tragedya ya da İphigeneia | Telos / İstanbul | 2003 | Roman |
Casus Belli ya da Helena | Telos / İstanbul | 2003 | Roman |
Babalar ve Kızları | İnkılap / İstanbul | 2005 | Hikâye |
Güzelçamlı’nın Kayıp Panteri | Can / İstanbul | 2005 | Hikâye |
Dekadans Geceleri | Varlık / İstanbul | 2008 | Hikâye |
Malazgirt: Özgürlerin Kaderi | Nefti / İstanbul | 2008 | Tiyatro |
Lodoslaraltında Bostancı… ve… Bağdat caddesi | Heyamola / İstanbul | 2010 | Hatıra |
Nihilist | Doğan / İstanbul | 2010 | Roman |
Uzaylı Peri | Çizmeli Kedi / İstanbul | 2011 | Masal |
İlham Perisi | Çizmeli Kedi / İstanbul | 2011 | Masal |
Konstantinopolis Kapılarında | Doğan Egmont / İstanbul | 2012 | Roman |
Sultan Peri | Çizmeli Kedi / İstanbul | 2013 | Masal |
Yaklaşan Tehlike | Doğan Egmont / İstanbul | 2013 | Roman |
Şairlerin Barbar Sofraları ve Diğer Öyküler | Doğan Egmont / İstanbul | 2013 | Hikâye |
Şapşal Şirinler Olimpiyat Yolunda | Çizmeli Kedi / İstanbul | 2013 | Hikâye |
Çevreci Peri | Kırmızı Kedi / İstanbul | 2013 | Masal |
Kış Oyunları | Doğan Egmont / İstanbul | 2014 | Roman |
Birleşmiş Melekler | Çizmeli Kedi / İstanbul | 2015 | Hikâye |
Edebiyatta Mimarlık | Yem / İstanbul | 2016 | Araştırma |
Çocuklar Dünyayı Kurtarabilir | Doğan Egmont / İstanbul | 2016 | Roman |
Selanik ve Kavala Bölgesindeki Osmanlı Türk Mimari Mirası | Kocaeli Üniversitesi Yayınları / Kocaeli | 2016 | İnceleme |
Üsküp ve Ohri Bölgesindeki Osmanlı Türk Mimari Mirası | Kocaeli Üniversitesi Yayınları / Kocaeli | 2016 | İnceleme |
Çariçe’nin fendi | Küçük Yayıncı / İstanbul | 2017 | Tiyatro |
Yunus Emre | Küçük Yayıncı / İstanbul | 2017 | Tiyatro |
Osmanlı Sefiri | Küçük Yayıncı / İstanbul | 2017 | Tiyatro |
Symi’de Aşk | 1984 / İstanbul | 2017 | Roman |
Teolojik Dörtlü: Tarihçileri Vandallar, Ruhbanlar, Müridler | Küçük Yayıncı / İstanbul | 2017 | Tiyatro |
Sozopol’de Sonyaz | 1984 / İstanbul | 2018 | Roman |
Gelenekten Cittaslow’a Taraklı | Verita / İstanbul | 2018 | Diğer |
Rant Rezidans | Verita / İstanbul | 2019 | Tiyatro |
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.