Şiranlı Mustafa Efendi (Şeyh-i Şeyrani)

Şeyh-i Şeyrani Hacı Mustafa Rûmî Efendi (1839 – 1906)
Gümüşhane’nin Yetiştirdiği Büyük Mutasavvıf ve Âlim
Hacı Mustafa Efendi, halk arasında bilinen ismiyle Şeyh-i Şeyrani, 1839 yılında Gümüşhane’nin Şiran ilçesine bağlı Sarıcalar (Sarıca) köyünde dünyaya geldi. Doğumu sırasında annesinin yaylaya çıkarken bir dere kenarında doğum yaptığı, o sırada derenin nurla dolduğu rivayet edilmiştir. Bu olay halk arasında onun doğuştan manevî bir kişiliğe sahip olduğunun işareti olarak kabul edilmiş, doğduğu yer taşlarla çevrilerek günümüze kadar korunmuştur.
Babası Sarıca köyünden Ömer Efendi, annesi ise Babacan köyünden Nasuh oğullarından Havva Hatun’dur.
Eğitim Hayatı
İlk tahsilini Şiran’da alan Şeyh Mustafa Efendi, çocukluğunda zeki, ahlâklı ve olgun tavırlarıyla dikkat çekti. Medrese eğitimi için amcasının oğlu Ahmet Efendi ile birlikte Trabzon’a gitti. Trabzon’daki eğitimini tamamladıktan sonra Tokat’a geçerek burada dört yıl süren bir tahsil döneminden geçti. Derslerinde gösterdiği üstün başarı, hocaları ve arkadaşları tarafından takdir edildi. Tokat’tan sonra Uşak’a gönderildi ve burada iki yıl daha tahsil gördü. “Heybenin bir gözünü doldurduk, öbür gözü boş kaldı” sözüyle, zâhirî ilimlerin yanında bâtınî ilimlere yani tasavvufa olan ilgisini dile getirdi.
Tasavvuf Yolculuğu ve Mekke Yılları
Uşak’taki hocasının tavsiyesiyle Mekke-i Mükerreme’de bulunan Dağıstanlı büyük mutasavvıf Şeyh Yahya Efendi’ye intisap etmek üzere Hicaz’a yolculuğa çıktı. Zorlu geçen yolculuğun ardından Mekke’ye ulaşan Şeyh Mustafa Efendi, ilk günlerinde konaklayacak yer bulamayıp Mualla Kabristanı’nda iki mezar arasında uyumak zorunda kaldı. Burada rüyasında gördüğü bir kişi tarafından uyandırılarak Şeyh Yahya Efendi’nin tekkesine götürüldü. Aylarca sabırla mürşidin teveccühünü bekledi. Nihayet Şeyh Yahya Efendi’nin ifadesiyle “kuru kalabalık dağılınca” Hacı Mustafa Efendi ve iki yol arkadaşı (Yemenli Mustafa ve Pakistanlı Mustafa) irşada hazır müritler olarak himayeye alındılar.
Yedi yıl boyunca Mekke’de seyr-i sülûk ve riyazetle terbiye edilen bu üç Mustafa, tasavvuf yolunun en yüksek derecelerine ulaşmışlardı. Şeyh Yahya Efendi, bu üç müridini görev yerlerine tayin etmekte zorlanınca, onları Medine’ye gönderip Ravza-i Mutahhara üzerine boş kâğıtlar koymalarını söyledi. Bu kâğıtlardan birinde “Anadolu, Çorum” diğerinde “Hindistan”, üçüncüsünde ise “Medine” yazılıydı. Böylece Şeyh Mustafa Efendi Anadolu’ya, Pakistanlı Mustafa Hindistan’a, Yemenli Mustafa ise Medine’de kalmak üzere yönlendirilmiş oldu.
İstanbul, Saray ve Irşad Hayatı
Mekke’den Cidde’ye geçen Şeyh-i Şeyrani, İstanbul’a giden bir vapura biletsiz olarak bindi. Vapur kalkmadan önce fark edilip indirildi. Ancak gemi kalkmak bilmedi. Her türlü teknik kontrol yapıldığı halde sorun bulunamayınca vapurdan indirilen derviş akla geldi. Tekrar vapura alınmasıyla gemi hareket etti. Bu olay “Gemiyi durduran kara şeyh” lakabının doğmasına vesile oldu.
İstanbul’a vardığında bu keramet Sultan II. Abdülhamid’e kadar ulaştı. Padişahın huzuruna kabul edilen Şeyh Mustafa Efendi, burada yapılan ilmi münazaralarda sigaranın haramlığı dâhil olmak üzere 26 meselede görüş bildirmiş, tüm görüşleri büyük saygı görmüştür. Padişahın sarayda kalma teklifini nazikçe reddetmiş, kendisine verilen altınları hazineye iade etmiştir.
Çorum’da Dergâh, İrşad ve Tasavvuf Hizmeti
İstanbul’dan Çorum’a gelen Efendi, burada zengin bir zat tarafından misafir edilmiş, ardından bir tekke kurarak Anadolu’da geniş çaplı bir irşat faaliyetine girişmiştir. Nakşibendi tarikatının Halidiye kolunu temsil eden Efendi, ilim ve hikmetle dolu sohbetleri, ihlâsı ve yaşayışıyla kısa sürede büyük bir halk teveccühü kazanmıştır.
Şeyh-i Şeyrani, sadece sohbetle değil, üretimle de ilgilenmiş; tekkedeki ekmeklerin daha helal olması için özel bir yel değirmeni yaptırmıştır. 312 kadar halife yetiştirdiği ve bu halifeleri Anadolu’nun dört bir yanına göndererek geniş çaplı bir irşat halkası oluşturduğu bilinmektedir.
Bu halifeler arasında şunlar sayılabilir:
- Tokatlı Mustafa Hâki Efendi
- Niksarlı Hacı Ahmet Efendi
- Alucralı Müderris Hacı Hasan ve Hacı Osman Efendi
- Başçiftlikli İnceimamzâde Hasan Efendi
- Hacı Muharrem Hilmi Harputî Efendi
- Haçkalı Hoca Baba (Mustafa Celaleddin Tarhan)
- Acem Veliahdı Takyüddin Efendi
- Darendeli Mahmut Efendi
Edebi Kişiliği ve Eserleri
Şeyh Mustafa Efendi’nin “Dilistan”, “Bedestan” ve “Gülistan” adlarında üç eseri olduğu söylenmektedir. Bazı şiirleri ve veciz sözleri dilden dile aktarılsa da, günümüze ulaşan basılı eseri bulunmamaktadır. Dönemindeki birçok ilmî mecliste adından söz edilen bir şahsiyet olduğu gibi, çeşitli tarikat silsilelerinde de ismine “Çorumî Mustafa Rûmî Şeyrani” olarak rastlanmaktadır.
Son Haccı ve Vefatı
1906 yılında son kez hacca gitmeye niyetlenen Hacı Mustafa Efendi, amcasının oğlu Ahmet Efendi ve kalabalık bir ihvan topluluğuyla birlikte yola çıktı. Kendisine İstanbul’da Padişah tarafından verilen hac yardımını almayarak, sadelik ve teslimiyet içinde yola devam etti. Bu son yolculuğun manevî anlamını önceden sezmiş, dönüşü olmayacağını hissetmiştir.
Medine-i Münevvere’de Hz. Peygamber’in huzuruna giderek mücavir olmuş, burada vefat etmiştir. Cenazesi, Cennetü’l-Baki Kabristanı’na, Hz. Osman (r.a.)’ın ayak ucuna defnedilmiştir. Vasiyeti üzerine, yerine bastonunu bıraktığı amcası Ahmet Efendi geri dönerek Anadolu’daki irşat faaliyetlerine devam etmiştir.
Mirası
Şeyh-i Şeyrani Hacı Mustafa Efendi, ilmiyle, tasavvufi derinliğiyle, sabır ve teslimiyetiyle Anadolu halkının gönlünde taht kurmuştur. Yetiştirdiği yüzlerce halife, günümüzde hâlen birçok dergâhta onun tasavvuf anlayışını sürdürmektedir. Hayatı; tevazu, hikmet ve hizmetle yoğrulmuş bir ömürdür.
Daha fazla bilgi için aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz:
Göndermek istediğiniz biyografiyi ve varsa ilgili fotoğrafları, aşağıdaki yöntemlerden biriyle bize ulaştırın:
Biyografi Gönder Sayfası veya haber@haber29.net e-posta adresinden.
Gümüşhane'mizin zengin hafızasını birlikte oluşturalım!
Harun Yıldız Beye çok teşekkürler. Allah razı olsun ve başarılarını daim kılsın.
Merhaba İsa bey, merhaba Harun bey,
size Almanya’dan yazıyorum ve kısa bir sorum olacaktı. Acaba Hacı Mustafa Efendinin Silsilesi devam ediyor mu? Irtibat bilgilerine ulaşıp bana verebilirmisiniz.
Saygılarımla
Yavuz
Yavuz bey evet devam ediyor bende Çorum da küçük torunlarından biriyim.
Zeynep abla zincirleriniz varmi şeyhiniz varmi bizde sohbete gelebilirmiyiz
Çorumda ikamet etmekteyiz torunları olarak
MANEVİ SİLSİLESİ EYNESİLLİ HACI MUSTAFA EREN HZ.LERİ İLE DEVAM ETMEKTEDİR…
Merhabalar
Mustafai Rumi hazretlerinin merhum oğullarından Zeynel Abidin şirani hazretlerinden görev alan Kastamonu /tosya /Çevlik köyünden garip seyyah görev aldı 1986 yılından beri intisaplıyım mübarek 88 yaşında yakın bir zamanda Şiran’da ikamet eden bir hoca ya görev verildi .. erhanyildiz0104@gmail.com
Selamun Aleykum YİNE HACI MUSTAFA EREN HZ lerinin halifesi BAYBURTLU HACI SAFFET GÜNCAN HZ leri ile Devam etmektedir ve hamd olsun hayattadır.
Esselamü Aleyküm muhteremler
Çorumlu Şeyh-i Seyrani Hacı Mustafa Rumi ( ks ) in videosun da bahsedilen 366 tane halifesi içerisinde bulunan Torullu Hacı Osman efendi kimdir acaba bilgisi olan varmı?
Esselamü Aleyküm muhteremler
Çorumlu Şeyh-i Seyrani Hacı Mustafa Rumi ( ks ) in videosun da bahsedilen 366 tane halifesi içerisinde bulunan Torullu Hacı Osman efendi kimdir acaba bilgisi olan varmı?
Rabbimize emanet olun